Rufai Şeyhi Hacı Hasan Küçük Efendi

Hazırlayan: Şahin KARATAŞ

1942 yılında Niğde ilinin Edikli Kasabasında doğdu. Babası Kamil Efendi, annesi Hamide Hanımdır. 4 Erkek, 1 Kız 5 çocuk babasıdır. İlkokuldan sonra Kuran Kursu’na kaydolarak hafızlığa başladı. Hıfzı her cüzden 2 ile devam ederken babası rahmetli oldu. 13 yaşında babasını kaybedince hafızlık eğitimini bırakarak ailenin tek geçim kaynağı rençberliğe başladı.

1959 yılında Gülizar Hanımla evlendi. Askere gidinceye kadar Edikli Kasabasında rençberliğe devam etti. 1962 yılında askerlik vazifesini İstanbul Kuleli Askeri Lisesi’nde yazıcı olarak (22 ay) yaptı.

24 Haziran 1965 yılında Karabük’e gelerek Demir Çelik Fabrikaları’nda imtihana girdi. İmtihanı kazanarak Haddehaneler Müdürlüğü’nde işçi olarak işe başladı. İş hayatında dürüst ve çalışkanlığı ile herkesin takdirini kazandı.

1973 yılında Hikmet Karataş kendisine Karabük’te bir zikir meclisinin olduğunu, burada Rufâi zikir toplantılarının yapıldığını anlatarak O’nu ârifler sofrasına aşk meydanına, zikir halkasına davet etti. Bundan sonraki hikâye-i hayatı Hasan Küçük Efendi şöyle anlatır:

O gün zikir toplantısının olduğu Karabük Köyü Mahallesindeki Hacı Ali Aygün’ün evine gittik. Yaklaşık 30 – 40 kişi vardı. Zikir başladı. Hayatımda ilk defa bir zikir meclisinde bulunmanın heyecanı içindeydim. Lafza-i celâl esmâsında ayağa kalkıldı. “Hû” esmasını zikir halkasının ortasında, meydanda okuyan bir genç vardı. Sanki ağzından ateş çıkıyordu. Şahin Efendi de meydanda esmâ okutuyor, âdeta semâ yapıyordu. Zikrullah sona erdiğinde fakire “duâ et” dediler. Dilimin döndüğü kadar duâyı yapmaya çalıştım. Vücudumu bir manevî ateş sarmıştı. 4-5 hafta peşpeşe zikir halkalarına devam ettim. Zikrullahta kendimi kaybediyor, ağlamaya başlıyordum.

1976 yılında ( Hacı Mustafa Boyraz Efendimiz Karabük’e taşınmadan önce) mânâ âleminde Çorumlu Hacı Mustafa Anaç Efendimizi gördüm. Fakire; “Gel biat et!” dedi, beni çağırdı. O dönemde Karabük’te Dergâh Çavuşu Hacı Ali Efendiye rüyamı anlattım. “Ben Çorum’a gideceğim” dedim. Çorum’a gittim. Efendi Hz.lerine mülâki oldum. Kendisi, fakire; “Rüyanı anlat!” dedi. Anlattım, fakire biat verdi. Ve” hergün 4 rekat Duha namazı kılacaksın. Zamm-ı sûre olarak 1. rekatta Duhâ, 2. rekatta İnşirâh, 3. rekatta Kâfirûn, 4. rekatta İhlas surelerini okuyacaksın. Yolculuğa çıkarken makamlara 3 ihlas, 1 fatiha oku. “Bismillahi destur!” de, yola çık, aracın uçuruma düşşe de sahip çıkılır Allah’ın izniyle!” dedi. Tarifi imkansız mutlulukla Karabük’e döndüm.

Aradan zaman geçmişti. Mart ayında bir gün Karabük’ten Kastamonu’ya hasta ziyaretine gideceğiz. Bir arkadaşımızın Murat 124 model aracına abdestli olarak bindik. Efendi Hz.lerinin tarifi üzerine okumalarımızı yaptık. Aracımız 130 Km. hızlı gidiyordu. Kastamonu’ya 19 Km. kala gizli buzlanma nedeniyle araç kaydı, asfalt yol kenarındaki dereye aracımızla sırtüstü düştük. Çevreden geçenler bizi araçtan çıkardılar. Hamdolsun aracımızda çizik bile yok, aracımızı insan gücüyle yola çekerek çıkardılar.

1977 yılında Hacı Mustafa Boyraz Efendimiz Ankara’dan Karabük’e hicret etmişti. Böylece Karabük’te manevî inkişâf daha güzel olacaktı. Boyraz Efendim fakire önce zâkirlik, sonra çavuşluk görevlerini verdi.

Çorum’a Efendi Hz.lerine yaptığım ziyaretlerde “ Oğlum! Hacı Mustafa (Boyraz) Efendiye hilâfet düğünü yapacağım” demişti.

1980 yılında Merdivenli Mescit – Dergâh inşâsı tamamlanınca tasavvufî faaliyetlerimiz daha düzenli ve kolay hâle gelmişti.

Temmuz 1984 yılında (19 yıl iş hayatından sonra) Demir Çelik Fabrikaları’ndan 42 yaşında emekli oldum. Niğde İlinin Edikli Kasabasında bahçeli evim var. Karabükteki evimi satıp, Niğde’ye yerleşeyim diye niyetlendim. Bu konuyu Şevki (Çelebioğlu) Baba tarafından Mustafa Boyraz Efendime ilettim. “Kendi kafasından giderse gitsin, izin yok!”demiş. Fakir Karabük’te kalmaya mecbur oldum. Çocuklara iş yeri açtım.

Mustafa Boyraz Efendim 1984 yılında fakire “nakîb” görevi verdi. Dergâha hizmet etmeye, uzaktan-yakından gelen misafirleri dergâhta ağırlamaya çalışıyordum.

1992 yılında Hâc fârizasını ifâ ettim Elhamdülillah. Daha sonra birçok umre ziyaretlerimiz oldu.

Mustafa Boyraz Efendimiz 01 Mayıs 1993 Pazar günü Merdivenli Mescitte bir tören düzenledi. Fakire hilafet verdi. “Bir emri Hak vâki olursa Hasan Efendiyi vekil bırakıyorum” dedi.

24 Temmuz 2017’de Hacı Mustafa Boyraz Efendimin Hakk’a yürümesinden sonra Karabük’te Rufâi Dergâhı postuna oturma görevi fakire verilmişti. BU POST İĞNELERLE HAZIRLANMIŞ BİR POST… BU İĞNELİ POSTA OTURMAK ÇOK ZOR. SÜREKLİ NEFSİNLE MÜCADELE EDECEKSİN!.. vesselâm”

Hacı Hasan Küçük Efendi Karabük’te Rufâi Tarikatı şeyhliği görevi ile birlikte Bahaddin Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyet Başkanlığı görevini hâlen sürdürmektedir.

Cenâb-ı Hak (c.c) ömrünü bereketlendirsin inşallah…